çıkılmaz

çıkılmaz
неразреши́мый; безвы́ходный, безысхо́дный

Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Смотреть что такое "çıkılmaz" в других словарях:

  • aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz — eksik araçla sağlıklı iş yapılmaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aksak — sf., ğı 1) Aksayan, hafifçe topallayan 2) mec. İyi gitmeyen, iyi işlemeyen İşin aksak yönü. 3) is., müz. Türk müziğinde kıvrak bir usul 4) is., ed. Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baloz — is., Rum. Gemici, işçi vb. kimselerin eğlenmek için gittikleri içkili, danslı yer Baloz merdiveninden çıkar gibi çıkılmaz ki gemi merdiveninden! Z. Selimoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • batak — is., ğı 1) Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar. F. R. Atay 2) Kötü durum, içinden çıkılmaz iş Bu bataktan kendini kurtarmaya çalıştıkça… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkılmak — e Dışarı veya yukarı gidilmek Dağa çıkıldı. Bu havada dışarıya çıkılmaz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çorba — is., Far. şūrbā 1) Sebze, tahıl, et vb. ile hazırlanan sıcak, sulu içecek 2) mec. İçinden çıkılmaz durum Birleşik Sözler çorba kaşığı çorba tabağı egzotik çorba ekşili çorba hazır çorba terbiye …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • izinsiz — sf. 1) Ceza olarak hafta sonu veya tatil günü çıkmasına izin verilmeyen (asker veya yatılı öğrenci) Hemen her cumartesi, ya izinsiz kalıyorsun ya arkadaş toplantısına gidiyorsun. E. Bener 2) is. Bu cezanın adı Ben izinsizden daha az korkardım;… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kompleks — sf., Fr. complexe 1) Karmaşık Heveskârlar için hece ve aruz, bir kompleks, içinden çıkılmaz bir yoldu. S. Birsel 2) kim. Karmaşık 3) is. Karmaşıklık, karmaşa 4) is. Aynı ekonomik etkinliği gerçekleştiren sanayinin tesisler bütünü Çinko kompleksi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lodos — is., Rum. 1) Güneyden veya güneybatıdan esen ve bazen de yağış getiren yerel rüzgâr, kaba yel, boz yel Dinmiş lodosların uğultusu içinde / İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı. O. V. Kanık 2) Bu rüzgârın estiği gün veya zaman Lodosta balığa… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sarmal — sf., fiz. 1) Dolana dolana oluşmuş, birbirini izleyen, helisel, helezoni 2) mec. İçinden çıkılmaz (durum) Birleşik Sözler sarmal metot sarmal yöntem …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayıkla pirincin taşını! — bir işin pek karışık ve içinden çıkılmaz durumda olduğunu anlatmak için kullanılan bir söz Karıya bir de nikâh yaptırdı mı ondan sonra ayıkla artık pirincin taşını ... O. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»